SİNOP YEMYEŞİL BİR YARIMADADAN HUZUR VEREN BİR ESİNTİ
Türkiye’nin en kuzeyindeki
ince bir yarımada üzerine kurulan Sinop, zamanı telaşsızca tüketen sokakları ve
neşeli insanlarıyla Karadeniz’de bir ada.
Avrupanın en yaşlı
ormanlarının ev sahibi Küre Dağları’nın vahşi doğasının ardında açılmamış bir
istiridyeyi anımsatan Sinop’un her köşesi, sakin bir adanın huzuruyla doludur.
Şehrin üzerine kurulduğu
minik yarımadanın kuzeyinde bulunan Boztepe’deki mahallelere ada deniyor ama
Sinop’un her yeri ada gibi… Yeşil bir yarımada üzerinden Karadeniz’in
sonsuzluğunu izleyen Sinop’un insana huzur veren bir havası var. Günbatımından önce kaleye
tırmanıp Karadeniz’in sonsuzluğuna karşı seyre dalarsanız uzun uzun, akşam
ziyafeti için liman çevresindeki restoranlara uzanmanın tam vakti gelmiştir.
SİNOP’UN HUZUR
MEKANLARI
Çok değil 20 yıl önceye
kadar bir sürgün yeri olarak anılan Sinop, havaalanı ve Karadeniz otoyoluyla
bambaşka bir çehreye bürünüyor bugünlerde. 1990′lı yılların sonuna kadar
yüzyılı aşkın süre pek çok şair, yazar ve düşünüre zindan olan Tarihi Sinop
Cezaevi, bir müze ve film platosuna dönüşmüştür. Artık fikirlerin tutsak
edildiği bir hüzün kenti olarak anılmak istemiyor Sinop. Gençlerin sağladığı
hoşgörülü ortam sayesinde sanatçı ruhları kendine çekmeyi başaran Sinop, ilkini
2006′da gerçekleştirdiği uluslararası bienalin üçüncüsünü düzenlemeye
hazırlanıyor.
Yöre insanı, Karadeniz’in en
güzel kumsallarına ev sahipliği yaptıkları konusunda da hayli iddialı.
İskandinavya fiyortlarını anımsatan kıyılarıyla Hamsilos Koyu, dalgalı
deniziyle sörfçüler için eşine az rastlanır güzellikte olanaklar vaat eden ada
manzaralı Akliman ve siyah kumlarıyla ünlü Karakum Plajı’yla Sinop, yaz
aylarında kuzeyin Bodrum’u yerindedir. Yakın çevresinde de beklenmedik
zenginlikler saklıdır kentin. Sarıkum’un kayın ormanlarında gezinen yılkı
atları ile dalgalı denize açılan pudra kıvamındaki kumullar gibi… Dilerseniz
Sarıkum Gölü’nden yaban kuşlarının havalanmasını izleyip zakkum ve zambak
tarlalarının kokusunu içinize çekebilir, doğal koruma alanı seçilmiş ahşap
evlerden oluşan eski köyleri ziyaret edebilirsiniz.
EN
KUZEYE YOLCULUK
Sinop’un en heyecanlı keşif
noktalarından biri de, Türkiye’nin en kuzeyinde bulunan deniz feneridir. Şehir
merkezinden 22 kilometrelik bir yolculukla ulaşılan fenere, ”Türkiye’nin en
kuzey ucunu görünüz.” levhalarını izleyerek varmak mümkün. Yolun son 5
kilometresinde yerleşim iyice seyrekleşip, yerini pastoral manzaralara
bırakıyor. Tahta çitlerle çevrili yeşil tepeler, keçi sürüleri ve alabildiğine
yalnızlık duygusu eşliğinde denize doğru kıvrılıp giden yolun ucunda müthiş bir
fotoğraf saklı: Hırçın dalgaların dövdüğü bazalt kayalıkların hemen üzerinde
bembeyaz zarif gövdesiyle yükselen İnceburun Deniz Feneri. Asırlardır ekmeğini
denizden çıkaran yöre insanının koruyucu meleği. Denize uzak olmasına rağmen,
rüzgarın savurduğu tuzlu damlacıkların ruhunuzu yenileyeceği anlarla yetinmek
istemezseniz, çevre turuna çıkmanız gerek.
Taş kiremitli köy evleri,
iskelesi, mağarası, el dokumaları ve doğa hazinesi Akgöl’ü ile anılan Ayancık;
Beyaz Balina Aydın’ın meşhur ettiği Gerze; 1990′lı yıllarda turizme
açılan Tatlıca Şelaleleri’yle ünlü Erfelek ve kalesiyle öne çıkan Boyabat
gibi ilçeler de, seyahatinizin durakları olmaya aday yerler arasında.
SU
PERİSİNE VEDA
Kentin girişinde, dönemin en
kudretli imparatoru Büyük İskender’e söylediği ”Gölge etme başka ihsan istemem”
sözüyle ünlü filozof Diyojen’in altı metrelik mermer heykeli, Sinop’un
tarihini hatırlatmaktadır. Adını mitolojideki su perisi Sinope’den aldığı rivayet
edilen kentteki yaşam izleri, 5 bin yıl öncesine kadar inmektedir. Geçmişi
Amazon Kraliçesi Sinova’dan Denizci Arganotlara kadar uzanan Sinop,
Karadeniz’in çalkantılı sularından kaçan gemiler için güvenli bir sığınak olmuş
yüzyıllarca. Püfür püfür Karadeniz rüzgarları yüzünüzü okşarken, Sinop’un
”Adalı Ruhu” dedikleri huzur dolu kollar sizi de sarmalayacaktır.
NASIL
GİDİLİR?
THY, İstanbul’dan Sinop’a
haftanın her günü karşılıklı sefer düzenlemektedir. Ankara ve İzmir’den Sinop’
a ise aktarmalı uçuşlar mevcuttur. Her şehirden otobüs seferleride mevcuttur.
NE
ALINIR?
Ahşaptan yapılmış tekne
maketleri, el yapımı av malzemeleri ve oya işleri liman çevresindeki
dükkanlarda satılıyor.
NE
YENİR?
Üzümlü, cevizli, tahinli,
kıymalı ve peynirli çeşitleri yapılan ”nokul” adlı yöresel çöreğin yanı sıra,
cevizli mantı ve mevsimin Karadeniz balıklarını deneyebilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder