5 Ekim 2011 Çarşamba

Hatalarınızın farkında mısınız?


Günlük yaşamımızda çevremize verdiğimiz tepkilerin ne kadar farkındayız? Bir konuya odaklanmaya çalıştığımızda aklımıza gelen diğer düşünceleri kontrol edebiliyor muyuz? Üzgün veya sinirli olduğumuzda pozitif düşünebilmek elimizde mi? Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuzhan Korkmaz tüm bu soruların yanıtlarını veriyor ve farkındalık eğitiminin detaylarını anlatıyor...


Farkındalık, bilinci ve beraberinde de algıyı artıran bir kavram. Bilinci 1 birim olan kişi, okuduğu bir kitabı ya da yaptığı işi 1 birim bilinçle anlar. Bilinci 5 birim olan kişiyse 5 kat daha fazla algıya sahip olur. Yani, farkındalık arttıkça anlayış da buna paralel olarak artacak ve sıradan gibi görünen, fakat hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır.

"Nasıl yapacağız?" sorusuna yoğunlaşan bir eğitim sistemiyle kişiye özel reçeteler verilir ve böylece konunun en başından aşamalar halinde ele alınmasıyla 5 hafta gibi bir sürede başarı sağlanır. Bu eğitimler kesinlikle uzman doktorlar gözetiminde, kliniklerde yapılması gerekir.

Düşüncelerimizi kontrol edebilir miyiz?

"Kim olumsuz düşünmek ister ki?" sorusuna herkes ortak bir cevap verir. Kimse sinirlenmek, tartışmak istemez ancak insanlar kendilerini bir anda olumsuz duygularla baş başa bulur.

Düşünme kabiliyetimizin kontrolü bizde mi, değil mi? Kontrol bizde değilse nasıl pozitif düşünebiliriz? Farkındalık eğitimiyle bu sorular yanıtlanır.

Farkındalık eğitimiyle an’ı yaşamak mümkün
Farkındalık, yaptığımız her işte, attığımız her adımda ve her düşüncemizde kendimize şu soruyu sormaktır: "Bunu yapmayı ya da bunu düşünmeyi ben mi istedim?"

Farkındalık, düşünebilme kabiliyetinin hakimi olabilmektir. Örneğin, çay içerken önce çay bardağına dokunuruz ve dokunduğumuzu onaylarız. Sonra bardağı kaldırırız ve kaldırdığımızı onaylarız. Sonra çayımızı yudumlarız ve "Şu an sadece çay içiyorum" deriz.

İşte şimdiye kadarki en güzel çayı içtiniz, sadece çay içtiniz ve farkında olarak içtiniz. Çay içerken aklımıza farklı düşünceler geldiğinde "Ben sadece çay içiyorum, düşünmeyi ben istemiyorum. Düşünceler dışarıdan geliyor" diyebilmek farkındalığı sağlayacaktır. Farkındalık, yapılan eylemle bütünleşebilmektir ve bu da sadece "o anda kalarak" gerçek olabilir. Çünkü düşünceler aklımıza ya geçmişten anılar ya da gelecekten hayaller şeklinde gelir.

Kendinizi objektif görebilmeyi öğretir

Farkındalık eğitiminde bir deney gerçekleştirdik: Bir odaya gizli kamera yerleştirdik, bir süre o odada öğrencimizle konuşup odayı terk ettik ve birazdan geleceğimizi söyledik. Öğrenci yalnız kaldığında 5 dakika boyunca el hareketlerini ve tepkilerini izledik. Öğrencinin bir süre sonra kendi başına konuştuğunu gözlemledik ve yalnız kaldığında yaptığı hiçbir hareketin farkında olmadığını tespit ettik.

Daha sonra video kayıtlarını izlettiğimizde şaşkınlığın gizleyemedi ve çok utandı. 5 haftalık eğitimin ardından "O kamera her an açık ve beni izliyor, bu yüzden kendimi dışarıdan izliyorum ve benim onayım olmadan ellerim ve zihnim hareket etmiyor" şeklinde kendindeki değişimi anlattı. Farkındalık, kendimize tarafsız bir gözle bakabilmektir.

"Her hareketinizi bilinçli yapın"

Farkındalığın kesinlikle iyi veya kötü insan olmakla ilgili değildir. Farkındalıkta "iyi-kötü", "doğru-yanlış", "güzel-çirkin" gibi kavramlar yoktur. Farkındalık, sadece düşünebilme kontrolünün bizde olup olmaması ile bağlantılıdır.

Bu da kendimizi tarafsız bir gözle izleyerek kontrolsüz kaldığımız durumları kaydetmemizdir. Farkında olan bir insan, attığı her adımı kendi onayıyla yapar. Bu insan çok usta bir sanatçı olabileceği gibi usta bir hırsız da olabilir.

Farkındalık eğitimi nasıl ilerliyor?

"Farkındalık ve İzleme Uygulamaları" eğitimiyle yaklaşık 5 hafta gibi bir sürede, farkındalık artık hayatımızın bir parçası haline gelmeye başlar. Bu uygulamalar tamamen izlemeye dayalıdır, bilişsel terapi yöntemleri uygulanır ve klinik ortamda uzman psikiyatristler gözetiminde gerçekleştirilir.

Farkındalık ile 4 ana olguya suçüstü yapmak amaçlanır:

Yorum yapmak
Yargılamak (Önyargı)
Sorulmadan konuşmak ve açıklama yapma gereği
Sorulmadan kendinden ve sevdiklerinden bahsetmek, yani kendini kanıtlama çabası

Bu 4 ana unsurda gizli kameramızı açabilirsek ve kendimize tarafsızca bakabilirsek ne kadar kontrolsüz bir biçimde yaşadığımızı fark edebiliriz. Bunların iyi veya kötü, doğru veya yanlış olması önemli değildir. Bunları isteyerek yapıp yapmadığımızı sorgulamamız yeterlidir.

Eğitim sonunda bireyi neler bekliyor?

Farkındalık eğitimini tamamlayan bireylerde düşünebilme kabiliyetinin kontrolü sağlandığından, istenmeyen düşünceler akla gelmez ve bomboş bir zihne sahip olunur. Bu da yapacağımız işlere odaklanabilmemiz anlamına gelir. Bir sanatçı için bu "ilham" kelimesi ile açıklansa da "farkında" birisi için sıradan bir durumdur.

Farkındalık ile duyguları izleyebilme, öfkemizi ve tepkilerimizi kontrol edebilme yetisi kazanırız. Bu da istemedikçe üzülmeyeceğimiz ve tepki vermeyeceğimiz anlamına gelir.

Yaşananları kabul etmeyi öğretir

Bu konuda ısrarla vurgulanması gereken konu, tepki vermenin iyi veya kötü olmadığıdır. Bu eğitim, başımıza gelen olayları iyi-kötü demeden olduğu gibi kabul edebilmemizi sağlar.

Farkındalık eğitimi tamamlandıktan sonra öğrenciler Kuantum Yaşam Eğitimi'ne geçebilir ve artık düşünebilme kabiliyetinin hakimi oldukları için düşüncelerle gerçeklikleri oluşturma aşaması olan "Kuantum Yaşam Döngüsü"ne geçebilir.

0 yorum:

Popular Posts