23 Haziran 2011 Perşembe

cehennem 1 virgül 32




on üçüncü yüzyılın son yıllarında yaşayan bir leopar, sabahın şafağından akşamın alacakaranlığına kadar birkaç kalas, bir kaç demir parmaklık, durmadan değişen erkek ve kadın yüzleri, bir duvar ve belki de kuru yapraklarla dolu taş bir yalak gördü. sevgiyi ve yırtıcılığı, avını parçalamanın harlı zevkini, geyik kokuları getiren rüzgarı özlediğini bilemedi, bilemezdi. gene de içinde bir şeyler tıkandı, bir şeyler isyan etti ve tanrı ona rüyasında şunları söyledi: << kullarımdan biri seni şu kadar kere görsün ve seni evrenin düzeninde yeri önceden belli bir şiirde bir suret ve simge olarak kullansın diye bu hapishanede yaşayacak ve öleceksin. şimdi tutsaksın ama şiire bir sözcük katmış olacaksın.>> tanrı, rüyada hayvana anlayış verdi ve yazgısına boyun eğdi. ne var ki, uyandığında leoparda belli belirsiz bir boyuneğişten, yiğitçe bir umursamazlıktan başka bir belirti görülmedi; çünkü bu dünyanın işleri hayvan denen sıradan yaratığın akıl erdiremeyeceği kadar karmaşıktır.

yıllar sonra dante, ravenna'da ölüm döşeğindeydi. bütün insanoğulları kadar yalnızdı, bütün insanoğulları gibi yaşamının ne işe yaradığını biemiyordu. tanrı ona bir rüyada yaşamının ve eserinin gizli amacını açıkladı; dante, şaşkınlıkla kim olduğunu, ne olduğunu öğrendi ve yaşamının pişmanlıklarına, acılarına şükretti. derler li, uyandığında değil yeniden ele geçirmek, göz ucuyla bile göremeyeceği, sonsuzluk kadar büyük bir armağan aldığı, sonra da kaybettiği duygusuna kapılmış; çünkü bu dünyanın işleri insan denen sıradan yaratığın akıl erdiremeyeceği kadar karmaşıktır.

j. l. borges

cehennem, 1, 32

0 yorum:

Popular Posts